Yeşil Çay

Yeşil Çay, Anavatanı Uzak Asya ve Güney Asya olan yeşil çay, efsaneye göre sıcak su bardağının içine düşen çay yaprağının renk ve aromasını suya salması sonucu ortaya çıkmıştır. Fakat modern tedavi yöntemlerinin olmadığı günümüzden ikibin yıl önce insanlar hastalıklara karşı mücadele etmek için doğanın mucizelerine sığınmıştır. Bu mucizelerden biri olan yeşil çayın güçlü tedavi etkisi o dönemler de bilinmese de insanlar suyu tatlandırmak için eski çağlardan beri bitkileri kullanmışlardır.

Hoş aroma ve tadı ile yeşil çay da bu durumdan nasibini almış ve insanlar tarafından kullanılmaya başlamıştır. Yeşil çaydan başka değişik hastalıklar için kullanılan ve günümüzde halen kullanımından vazgeçilemeyen birçok doğa mucizesi bitki bulunmaktadır. Yeşil çay ve benzeri yüksek antioksidan içeren bitkilerin özleri günümüz ilaç sektörünün ham maddesini oluşturur. Ülkemiz çay üretiminde Dünya'da beşinci sıradadır. Bu haliyle ülke ekonomisine katkısı oldukça fazladır.

Latince Camellia Sinensis olarak bilinin bitkinin yapraklarından elde edilen yeşil çay, bildiğimiz siyah çayın ilk halinden başka bir şey değildir. Çay bitkisi nemli ve yüksek yamaçlar da yetişir. Ülkemizde Karadeniz bölgesi bu konu da en verimli arazi yapısına sahiptir. Çay bitkisi yetiştirilip hasat zamanına geldiğinde özel yapım ağzı makaslı sepetler ile toplanır. Bu toplama esnasında kalite sıralamasının yapılabilmesi için özel hasat şekilleri belirlenir. Örneğin tomurcuk çay için en tepeden ve elle hasat yapılırken, özel istek üzerine sadece yapraklarının tek tek toplanması da yapılabilir.

Bunların yanında gerçek endüstriyel özelliğe sahip yeşil çay ise makaslı sepetlerle toplanır ve hafif ısılı fırınlar da kavrularak kurutulur. Bu işlem de yeşil çay yeşilliğini muhafaza eder. Çay yaprakları iplere dizilerek sıkıştırılmak sureti ile kurutulur ise oksidasyon nedeni ile kararma olur ve gün içinde içmekten kendimizi alıkoyamadığımız siyah çay ortaya çıkar.

Yağ dokusu, su ve kemik bedenimizin temel yapısını oluşturur, bu yapının hastalanması hücre kayıpları ile ortaya çıkar. Hücre kayıpları ise dışarıdan kan, tükürük, solunan hava veya başka bir şekilde girer. Vücuda giren mikroplar veya hücre içinde zararlı olarak üretilen çeşitli mikroorganizmaların yok edilmesi veya ortaya çıkmaması için antioksidanlara ihtiyaç duyarız. Antioksidanlar hastalık üreten serbest oluşumlar ile bağlantı kurarak hücrelere etki etmesini önler. Bu aslında tümör oluşumunun önlenmesidir. Bunun yanı sıra yeşil çay hücre yıkımını da önleyerek yaşlılık etkisini azaltmaktadır.

Yeşil çay göz sorunu, olan kişiler için oldukça faydalıdır. Hem içilerek etkisi görülebilir hem de göze yeşil çay posası ile pansuman yapılabilir. Bunun yanı sıra Kan damarlarını güçlendirerek tansiyon düşüklüğünü yok eder. Sabah yorgunluğunun atılması, kanser hastalığına yakalanma riskinin azalması, tümörün küçültülmesi gibi faydaları bulunmaktadır. Ayrıca antioksidanlar kan yağına bağlanarak kolesterolü düşürür, kan şekerini ayarlar, ağız kokusunu önler. İçeriğinde bulunan C vitamine nedeni ile gribe karşı, strese karşı iyi gelir ve idrar söktürücüdür, ödem atıcı etkisinden dolayı diyet programlarının vazgeçilmez ürünüdür. Yeşil çay içinde bulunan kafein sayesinde yorgunluk azaltır ve uykusuzluğu ortadan kaldırır.

Yeşil çayın içinde kafein bulunur, bunun yanı sıra antioksidan etkisi oldukça fazladır. Bunlardan başka;

Çay'a yeşil rengini veren antioksidan özelliği ile flavonidler ve A, C, E vitaminleri olarak karşımızı çıkan kateşinler bulunur. Bunun yanında flavonoid ve kateşinlerin karışık olarak bulunduğu polifenoller bulunur. Bu sayılan mineral ve vitaminler antioksidan özelliklidir.